26 Aralık 2011 Pazartesi

Kırmızı donlar foraa

Evet bi yılı daha geride bırakmaya sayılı günler kala benimde bişeyler karalamam farz oldu,2011'i nedense hiç sevemedim bir tek şey hariç :) , yavan sıkısı somurtkan bi ihtiyar gibisin ikibinonbir,zaten senden hiçbir dilekte bulunmamıştım nasıl olsa yapmıcakdın,ama 2012 beklentilerim epey bi fazla.Yurdumu ülkemi diye başlamıycam dileklerime nasıl olsa ülke için iyi yada kötü düşünenler var tepemizde bize söz düşmüyor..! bu yüzden sadece sevdiklerim ve kendim için bişeyler istiycem.İlk başta sağlık kıçımın başımın ağrımadığı hastalığı bahane etmediğim bir yıl yaşamak istiyorum,sevgilimi nikah masasını oturtup sonsuz mutluluk defterini kaşelemek istiyorum,arka kasayla başım fena halde dertte olduğu için bir an evvel erimek ve arkandan baktığında vay be bu popo benimmi demek istiyorum,yedikçe eriten çukulata çiğnedikçe cilde tazelik veren  sakız icat edilsin istiyorum..annemin ''gene mi sokağa çıkıyorsun elekçi''lafı yerine ''ahh yavrum sıkılmadın mı sen hadi gez dolaş eğlen gününü gün et''demesini umut ediyorum,yeni sende olmasa da 2013 de lütfen olsun..en önemliside artık kendimi ifade etmek istiyorum yanlış anlaşılmak kadar kötü bişey yok bu hayatın her anında geçerli..Özetle geçen sene beslediğim tüm umutlarımın bu sene lütfen artık yeşerip meyve vermesini istiyorum, çok rica edicem bu senede şans bana gülsün milli piyangolarım sütyenimin arasında bekliyor ^.^ ''bana çıkacak bana bana''..gördüğünüz gibi çok şey istemiyorum hepinize sağlıklı bol paralı kocaman aşklı bir sene diliyorum .. haa unutmadan kırmızı donları giymeyi unutmayın 00:00 sevgilerimle biricik..
Aşkıma:Sen 2011'da başıma gelen en iyi ve en son şeysin nice 3000'lere bebeğim seni seviyorum ;)

23 Aralık 2011 Cuma

Eşim Olma Karım Ol..

Eşim olma, karım ol!
Bakma daha ilkel durduğuna sen, ruhu vardır kelimelerin. “Karı-koca” “eş”ten daha çok şey anlatır. Hatta belki bize unutulmuş bir şeyi söyler.
Sahi, biliyor musun? Neden erkeğe “koca”, kadına da “onun karı” demiş eskiler?


Eşim değil, karım ol!
Kedilerin eşi olur, terliklerin de… İnsanın eşi olmaz. Bir ömür eşlik ediyor diye mi sevgiliye eş denir? Eşlik etmek yeter mi? Fazlasını beklemez mi insan yârinden? Kelimeleri yitirmeseydik anlardık belki, evlenecek erkeğe eskilerin neden ”koca” dediklerini. Çünkü “koca” bilge demektir, yüce demektir. Koca demek, dağ demektir. Ve ne kadar yüce olursa olsun, üstünde kar olmayan dağ eksiktir. Dağların yücesine kar yağar diye kadına da “kocanın karı” demişler. Bakma şimdi evlenenlerin “karı-koca” ilan edildiğine. “Koca ve onun karı” olmalıdır aslında. Yani yüce bir dağ olmalı adam. Kar gibi pak ve masum olmalı kadın. Örtmeli ve bir ömür, süsü olmalı dağın. Çünkü üşür tepesinde kar olmayan dağ, ne kadar yüce olursa olsun, yarım görünür…


Eşim olma, karım ol!
Bana benzemeye çalışma sakın. Bana benden lazım değil bir tane daha. Ama unutma ki sensiz yarımım. Her zaman söylemem, ama sen anla.

Eşim olma, karım ol!
Beni tamamla…
Brokoli

Odunun Tekiyim

Özürlüyüm ben evet bildiğin özürlü romantizm denen o şuh geni yaradan benden esirgemiş olsa gerek,kızların salya sümük olduğu romantik kalıplar benim sinirimi zıplatıyor,misal çiçek mevzu hayatım boyunca beni hiç etkilemediği gibi gereksiz bir masraf olarak görmüşümdür kızmayın ama öyle,enstrüman çalana ne demeli ay at kendini hemen aşağı sen bi gipsy kings değilsin bi curt cobian değilsin kendine gel.en çokta ifritlendiğim şey vitesin üstünde kızın eli ,kızın elinde adamın ki sanki sevgilini kaçıracaz ,son olarak sesleniş tarzlarınız''bebek,kuşum,meleğim,aşkitom,fındık kurdum,canısı'' bunları söylediğinizde yeminle aşktan soğuyorum,  romantik olmuyorsunuz.sevgilim bana tek taş aldığında ''neden aldın bunu bana yeaa,dünyanın parasını vermişindir bu beyaz taş için ,altın gibi parlasa neyse bildiğin gümüşümsü bi takı olum buu '' diye cırladığı mıda belirtmek isterim kıyamam canıma başka kadın olsa yerde sürünürdü allah belaımı versin..Ohh gül sevmez pırlanta istemez bir sevgili bundan iyisi dalda ki kayısı, romantik olcam diye işin bokunu çıkarmayın sevgili kızlar ve de erkekler..kentaçtis canlarım  muockkhh ;)

21 Aralık 2011 Çarşamba

Dinlenesi

Muhteşem Süleyman;Star Tv'ye taşındık

Dizinin sıkı takipçisiyim,dizi senaristleri ve yönetmenlerinin içine Game of Thrones'un yada  Spartacus'ün senaristlerinin  kaçtığını düşünmeden edemiyoruz mihihi^^.Sevişme ve tepişme sahneleri olsa da hastasıyık.Dizi de devamlı  sarayda gösterilen Kanuni 45 yıl 3 ay 7 gün padişahlığının 2745 gününü (7,5 sene) at sırtında seferlerde geçirmiş,bunuda araştırınca anladım vay canına oysa dizide Kanuni devlet-ü yataktan yönetiyor.Ve son bi haber Show Tv'ye nanik çeken M.YY. Star kanalıyla çoktan mercimeği fırına vermiş 4 Ocakda meyvelerini yemeye başlıcaz.

20 Aralık 2011 Salı

Gölgelerin Gücü Adına Güç Bende Artık

Güçlü görüneyim derken bokamı sarıyorum? dışardan nasıl görünüyorum?tek bildiğim sıkkın olduğum zamanlarda evde avazım çıktığı kadar zırlayıp hemen 5 dakika sonrasında suratıma sürdüğüm ben güçlüyüm boyaları,ya o boyalar akarsa ya biri fark ederse?götümüz bezliyken öğrettiler bize güçlü olmayı, çok yıpranıp çok yorulup az belli etmeyi öğrendik.Bazıları bizi hiç sevmedi bu tavrımızı, nemrutun kızıydık biz, başımız dumanlı ama dimdik,korkak ezik ceylanlar görmeye alışmıştı toprağımızın çüklüleri,güçlü kadın anormaldi onlar için!Bu bir hastalıkmıydı''GGÇH''güçlü görünmeye çalışma hastalığı?peki ya öyleyse yan etkisi neydi?yanlızlıkmı?karanlığa göz kırpakmıydı bize yüklenen misyon? yada kesince etini yaşadığın bi olay kanı emip kimse görmeden tükürmekmiydi doğru olan?

Çekince yatmayan çekyat gibisin sevgilim

Azı karar çoğu zarar olan dozajı ayarlandığında iyi netice veren ,nalet bokumsu huydan her dişide vardı elbette, evet bildiniz kapristen bahsediyorum .Sevgili bi hadiseye kızmış ama neye kızmış bilmiyor o.O kendi kalesine gol atmış topçu gibi bakıyor suratınıza .Sebebini bilmediği bu tavır karşısında zavallının sana aldığı hediyelerin parasıyla 4 tane nükleer santral kurulurdu heralde.Bu huy yüzünden geceler mesajları mesajlar faturaları kovalar durur..Beni sevmiyorsun ,bana bugün 40.seni seviyorumu söylemedin ,neden beynini kemirmeme izin vermiyorsun yeaa,deyip çemkirdiğimiz adam bir bakmışsın kuş olup uçmuş..senin bile esas sebebini bilmediğin bir neden yüzünden, zaten zar zor edindiğin sevdiceğinin beynini ütülerken buhar vermeyi unutma,çekilebilir ol.öbdüm kıps

Biri Olmaya Çalışıyorum

Hiç bir zaman mutlu olmayacağımı biliyorum ama neşeli olabilirim….Ey Hayat! Senin iki yönünü takip ediyorum, havaya asılıyım, daha çok aşağıya düşer gibiyim… Ama kuvvetliyim, rüzgârdaki bir örümcek ağı gibi. Kırağı ile varlığım kuvvetleniyor, soğuk ve ışıltılı. Ama inci dizili çizgilerim bir tablo gibi rengârenk. Ah hayat, seni aldattılar.Gemisi batmış, boğulmak üzere olan bir yolcuya benziyorum. Kimim? Bir hiç miyim? Hiç bir Hakikat’im yok. Diğer insanlardan tecrit olmuş durumdayım. Kaybolmuş. Ne mutlu ki doğa beni bu melankoliden çekip çıkarıyor ve tavla oynamaya itiyor… Bir kaç saat eğlencenin ardından bu düşüncelere geri dönecek olursam soğuk buluyorum onları ve yeniden içine girmeye gönlüm yok.Ey sessizlik! Sükunetin başımı ağrıtıyor. Kulaklarımı delip geçiyor ve tahammül edilmez sesler sakince başıma vuruyor. Simsiyah bir ekranda beliren yaratıkların gölgeleri en sadık dostlarım oldu. Kanım devinim içinde yolundan sapıyor, dünya uykuda; ah huzur, seni istiyorum. Bir huzur yaratığı olsan bile.
Normanın Kalemi..

Benim Adım Diego

Benim zamanımda otobüsler hiç de güvenilir değildi; henüz yeni kullanıma girmişlerdi ve pek rağbet görüyorlardı. Tramvaylar boşalmışlardı. Alejandro Gomez Arias'la otobüse bindim... Kısa bir zaman sonra otobüs ile Xochimilo hattının treni çarpıştı. Tuhaf bir çarpışmaydı bu; şiddetli değil, ağır ve yavaştı, herkesi sarstı. Beni daha da çok sarstı. Önce başka bir otobüse binmiştik. Ama küçük şemsiyemi unuttuğumu görünce, aramak için indik, beni harabe eden otobüse böylece bindik. Kaza bir kavşakta oldu... İnsanın çarpışmanın farkına vardığı, ağladığı doğru değil. Gözümden bir tek damla yaş akmadı ve demir çubuk, kılıcın boğayı delmesi gibi beni deldi geçti.Diego'ya aşık oldum, ailem bundan hiç hoşlanmadı, çünkü Diego bir komünistti ve bizimkiler onu çok çok çok şişman Breughel'e benzetiyordu. Bunun bir fille beyaz güvercinin evlenmesini andırdığını söylüyorlardı. Her şeye rağmen 21 Ağustos 1929'da evlendik. Diego'ya; 'Kızımın hasta olduğunu ve yaşamı boyunca sağlık sorunları olacağını unutmayın. Akıllıdır ama güzel değildir. Bunu aklınızdan çıkarmayın. Her şeye rağmen onunla evlenmek istiyorsanız, rıza gösteriyorum'diyen babam dışında düğüne kimse gelmedi.Başlangıç Diego ... Yapıcı Diego ... Çocuğum Diego..Ressam Diego ... Babam Diego ... Oğlum Diego...Sevgilim Diego ... Kocam Diego... Dostum Diego ... Anam Diego... Ben Diego...Evren Diego
Magdalena Carmen Frida Kahlo y Calderón'